Arakan Mülteci Kamplarına Dair Ziyaret Notları ve Tespitler

Allah’ın rızasını umarak çıktığımız bu yolculukta Rabbimizden tek niyazımız halis niyetle salih ameller işlemeye muvaffak olmaktı.
09.05.2022 | 
Arakan Mülteci Kamplarına Dair Ziyaret Notları ve Tespitler

ARAKAN MÜLTECİ KAMPLARINA DAİR ZİYARET NOTLARI VE TESPİTLER[1]

Av. Hüsamettin ORHAN

Yetim Vakfı’nın 2022 Ramazan’ında 21 ülkede gerçekleştirdiği projelerden biri, Bangladeş’teki faaliyetlerin yürütülmesiydi. Sürecin takibi için dört kişilik bir ekip olarak İstanbul’dan Dakka’ya doğru yola çıktık. Ekip lideri Hüsamettin Orhan, gönüllüler Cavit Tatlı, Niyazi Bozbuğa ve tercüman Ömer Faruk Akman’dan oluşan Bangladeş ekibi, 25 Nisan Pazartesi günü Dakka’ya ulaştı ve partner kuruluşun refakatinde gerçekleşen programa dâhil oldu.

Allah’ın rızasını umarak çıktığımız bu yolculukta ve Ramazan ayına tekabül eden bu mübarek günlerde, Rabbimizden tek niyazımız halis niyetle salih ameller işlemeye muvaffak olmaktı. Bangladeş Müslümanlarının durumuna bizzat şahit olmak ve Arakan sınırında, Cox’s Bazar şehri yakınında bulunan kamplardaki Rohingya Müslümanlarının içler acısı vaziyetini yakinen görmek, sorumluluğumuzu kat be kat arttırdı.

Rasulullah (sav) “Ben ve yetimi himâye eden kimse, cennette şöylece beraber bulunacağız.” buyurdu ve işaret parmağıyla orta parmağını araladı. Bu hadise iman ettik ve yetim ile ilgilenmenin, onun maddî manevî bütün ihtiyaçlarını gidermenin fevkalade kıymetli bir ibadet olduğu bilinciyle ziyaretlerimizi gerçekleştirdik.

Dört gün süren programımızda bağışçılarımızın emanetlerinin şeffaf bir şekilde sahiplerine ulaştığını gördük ve bunu bizzat takip ettik. Yine Efendimiz’in (sav) “Hayra vesile olan onu yapan gibidir.” hadisini kendimize düstur edinerek bu faaliyeti bir sevap kapısı telakki ettik. Oradaki yetim ve mazlumların dualarını alıp bunun hepimiz için bir necat vesilesi olmasını niyaz ettik ve yola revan olduk.

Bununla birlikte onların içinde bulundukları yaşam şartlarının iyileştirilmesi için fiilî duanın da boynumuzun borcu olduğunu fark ettik. Zira Maslow’un temel ihtiyaçlar piramidinin en altındaki yaşama ve sağlık hakkının bile bu Müslüman kardeşlerimize reva görülmediğine ve onların akıl almaz bir zulme tabi tutulduklarına şahit olduk. Sadece maddî imkânsızlığın değil, bunun yanı sıra, dördüncü sınıftan sonra herhangi bir eğitim imkânın olmadığı bu kamplarda, yeni nesiller için -hatta hiç kimse için- tek bir umut ışığı bile olmadığını gördük. Bu insanların, açık hava cezaevi konumundaki bu kamplardan çıkmak konusunda herhangi bir ihtimallerinin olmadığını, yaşadıkları psikolojik travmaların onların hayatında ciddi bir problem olduğunu mülahaza ettik. En azından kendi adımıza, Türkiye’deki Müslümanlar olarak şikâyetçi olduğumuz şeylerin ne kadar süflî meseleler ve sıkıntılar olduğunun utancını bir kez daha yaşadık.

Buna yanı sıra Yetim Vakfı olarak uzun süredir çalışmalarına devam eden psikososyal destek ekibini ziyaret ettik ve faaliyetleri hakkında bilgi aldık. Ayrıca yetim anneleriyle birlikte diğer ihtiyaç sahibi kadınlar için açılan dikiş atölyelerini ziyaret edip onların durumları hakkında malumat sahibi olduk. Bu süreçte yetim annelerinin ve kampta psikolojik sıkıntı yaşayan insanların üretime katılmalarının, onların ruh sağlığını olumlu yönde ne kadar etkilediğini yakından görme fırsatı yakaladık.

Aslında biz, genel bir kanaate dönüşmüş olan “Müslüman yardım kuruluşları ihtiyaç sahiplerinin karınlarını doyurur; Hristiyanlar da onların zihinlerini doyurur.” realitesinin aksine bir çaba içindeyiz ve uzun süredir bu amaca hizmet eden projeler yürütmekteyiz. Zira uzun vadeli bir psikolojik destek hizmeti, somut bir çıktısı olmadığı için çok kale alınmıyor. Hâlbuki psikososyal çalışmalar, maddî yardımdan çok daha etkili ve kıymetli bir hizmet özelliği taşıyor. Bu sebeple, ihtiyaç sahiplerinin midelerine değil onların ruhlarına dokunmanın, dünyalarına girmenin önemini kavrayıp bunun için faaliyetler yürüttük ve özellikle partner kuruluşumuzla yeni projelerin taslakları üzerine istişare toplantıları gerçekleştirdik.

Efendimiz’in (sav) “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzer. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulur.” hadisinde buyurduğu gibi diğer Müslümanların dertleri ile dertlenmek boynumuzun borcudur. Bu görev, yerine getirilmediğinde kimsenin fark etmediği ve yerine getirildiğinde herkesin takdir ettiği bir iş olarak telakki edilmemelidir. Bilakis üzerimize vacip olan ve eksikliğinin can u gönülden hissedildiği bir vazife olarak telakki edilmelidir.

Bu anlamda halis niyetle salih amel duamızı daim kılarak Rabbimizden bizi dinine hizmette istihdam etmesini niyaz ettik. Bizi fevkalade kıymettar bir şekilde ağırlayan partner kuruluşumuzun refakatinde geçirdiğimiz dört günlük Bangladeş Ramazan programının detayları aşağıdaki gibidir:

BİRİNCİ GÜN: DAKKA HAVALİMANI’NDA KARŞILAMA, RÜYA EVİ VE AÇILIŞ TOPLANTISI

Partner kuruluşumuzun yetkilileri, dünya tatlısı yetim çocuklar ve ellerinde çiçeklerle bizi Dakka Havalimanı’nda karşıladılar.

Ardından “Rüya Evi” diye isimlendirdikleri, oldukça samimi bir ortamı olan ve yetim çocukların kaldığı sevgi evlerine gittik.

Orada yetim çocuklardan Kur’an-ı Kerim ve ilahiler dinledik. Yaşadıkları şartları konuştuk, sonra hep birlikte iftar ettik.

Rıdvan Hoca’nın başkanlığında bir açılış toplantısı yaptık. Ardından Bangladeş Müslümanları,  Cemaat-i İslamî’nin Bangladeş kolu ve kamplardaki Rohingya Müslümanlarının durumu hakkında detaylı bir sunum yaptılar. Ve Bangladeş’te tabi olacağımız programı anlattılar.

İKİNCİ GÜN: COX’S BAZAR ŞEHRİ, EĞTİM MERKEZLERİ, BAMBU EVLER, DÜKKÂNLAR, KUMANYA DAĞITIMI VE DOKTORLARLA GÖRÜŞMELER

İkinci günün sabahı, Cox’s Bazar şehrine gittik ve böylece oradaki programımız başladı.

Erzak kolilerinin paketlendiği, Ramazan için yapılan yardımların hazırlandığı mekânı ziyaret ettik.

Partner kuruluşumuzun idaresinde olan 15 eğitim merkezinden birini ziyaret ettik. Burası tam anlamıyla bir okul sayılamayacak kadar az imkânlara sahip, aynı zamanda çok fazla çocuğa eğitim vermeye çalışan eğitim bir merkezi. 3000 çocuğun yaşadığı bu merkezlerde, çocuklar yeteneklerini sergilediler, biz de onlarla beraber ilahiler söyledik.

Bağışlarla yapılan bambu evleri ziyaret ettik. Aslında bu evler zihnimizde çadır kentlere karşılık gelebilir.

Bir sene önce kadir gecesinde rabbine kavuşan kardeşimiz Yasin Ocak adına açılan ve işletimi yetim çocuklara ve ailelerine verilen 33 dükkânı ziyaret ettik. Nakdî bağışların bir kısmı ile bu dükkânlardan alışveriş yaptık ve aldıklarımızı kamptaki çocuklara dağıttık.

Ardından 1500 kardeşlerimize kumanya dağıttık.

İftarda, mülteci kamplarında çalışan yaklaşık 15 doktorla bir araya geldik. Oradaki insanların sağlık durumunu ve geçen dört yıl içinde menfi ve müspet anlamda nelerin değiştiğini konuştuk. Bizlere kısa ve uzun vadeli planlarını anlattılar. Ayrıca onların yapabileceği projeler için maddî destek olunabilecek durumları konuştuk.

ÜÇÜNCÜ GÜN: GIDA KOLİSİ DAĞITIMI; SAĞLIK MERKEZİ, EĞİTİM MERKEZİ, ABDESTHANE, DİKİŞ ATÖLYESİ VE “DİŞ HASTANESİ” ZİYARETLERİ

Kamplarda yaşayan 400 kardeşimize gıda kolisi dağıttık ve bayramlık hediye ettik.

İftarda bir araya geldiğimiz bazı doktorların çalıştığı bir sağlık merkezini ve eczane bölümünü ziyaret ettik. Kampların her tarafında olduğu gibi buranın da aşırı derecede kötü şartlar altında ve imkânsızlıklar içinde olduğunu gördük.

Kamplardaki bir başka eğitim merkezini ziyaret ettik. Çocuklar bizim için Kur’an-ı Kerim okudular ve ilahiler söylediler.

Yetim Vakfı olarak en önemli faaliyeti Rohingya Müslümanlarının kaldığı kamplarda gerçekleştirdik. Travma yaşamış bu insanların sorunlarını çözmek için uzun süredir çalışan ve onları üretime dâhil etmeyi hedefleyen bu atölyelerin, özellikle kadınlar üzerinde olumlu etkileri olduğunu gördük ve psikologlardan da benzer tespitler duyduk. Yıllardır hiçbir umudu ve hedefi olmadan burada yaşamak zorunda kalan bu insanların, bir şeyler üretiyor olmalarının, onlara ne kadar iyi geldiğini ve hayatlarına anlam kattığını gördük.

Kamplarda canla başla çalışan kadın psikologlardan çok acı hikâyeler dinledik. Dört beş yıl önce katliama uğrayarak buralara sürülen bu insanların yıllardır hiçbir şey üretmeden, dışarıdan gelecek bir avuç pirince muhtaç bir şekilde bekleyerek köle psikolojisiyle yaşadıklarını öğrendik.

Kampların en büyük sıkıntılarından biri de temizliğin yeterince sağlanamamasıydı. Kanalizasyon altyapısının olmadığı, tuvalet giderlerinin yol kenarındaki kanallara aktığı bu içler acısı yaşam alanında temizlik adına yapılması gereken daha birçok işin olduğunu gördük ve temizlenmek için tahsis edilen “abdesthane”ye gittik.

Aslında bir otobüs olan kamplardaki “diş hastanesi”ni ziyaret ettik.


Bölgenin en etkin sağlık kuruluşlarından biri AFAD’ın Sahra Hastanesi’ni ziyaret ettik. Devasa boyutlara ulaşan bu soruna çözüm olmasa da kendi çapında oldukça iyi hizmet veren ve otuzu Türk olmak üzere toplam yüz çalışanı bulunan bir merkez. Burada hastanenin başhekimiyle görüştük ve kendisiyle psikososyal destek çalışmalarımız üzerine konuştuk. Başhekimin acı tespitlerinden biri, buradaki çocukların ve insanların yaşadığı travmaları fark edemeyecek kadar algısal körlük içinde olunduğuydu.

Daha sonra 850 yetim çocukla bir araya geldik. Bir yandan onlarla sohbet ettik, bir yandan da aynı iftar sofrasını paylaştık. Kur’an-ı Kerim okuma yarışmasında dereceye giren çocuklara ödüllerini takdim ettik.

İftardan sonra iki gün boyunca ziyaret ettiğimiz merkezlerin ve atölyelerin çalışanlarıyla bir araya geldik ve kendilerinden, durum tespiti mahiyetinde sunumlar dinledik. Hangi projelerin yaraya merhem olacağı ve hâlihazırda neler yapılabileceği üzerine istişare ettik.

DÖRDÜNCÜ GÜN: CAMİLERİ VE DİNİ MERKEZLERİ ZİYARET VE SON İSTİŞARELER

Ve Cox’s Bazar’dan Dakka’ya geri döndük. Partner kuruluşumuzun refakatinde birtakım cami ve dini merkezleri ziyaret ettik ve hep birlikte kanaat önderlerini dinledik. Ardından son defa bir araya geldik ve görüş alışverişinde bulunduk. Rohingya Müslümanlarının sorunlarını, çözüm önerilerini ve yapmamız gerekenleri konuştuk. Yakın vadede yapılması planlanmış olan projelerin taslak sunumlarını dinledik ve bunlar üzerine istişare ettik. Akabinde Türkiye’ye doğru yola çıktık.

Hâtime

            Bütün bu serencamdan sonra, her sürecin sebeplerini ve sonuçlarını aslında içinde barındırdığını kabul etsek ve şu ana kadar anlattığımız akışın bir hatimeye ihtiyaç bırakmadığını görsek bile Fahr-i Kâinat Efendimiz’in (sav) “Ameller ancak neticelerine göre değerlendirilir.” Buyruğunu hatırlamak ve hatırlatmak isteriz.

Bu anlamda, çalışmamızdan ortaya çıkan istifadeyi artırmak ve kolektif faydayı genele yaymak amacıyla birkaç madde takdim ederek “Bu durumda ne yapılmalı?”, “Nasıl yapmalı?” sorularına cevap vermeye çalışacağız. İnanıyoruz ki bu maddeler, ileride yapılacak olan çalışmalara kapı aralayacak ve diğer heyetlere yol gösterecektir.

Yoldaki işaretler bağlamında telakki edebileceğimiz bu adımları teorik boyuttan pratiğe, formaliteden icraata dönüştürebilme çabası ve niyazı ile sonuç kısmında bazı hususları sıralayarak tamamlamak niyetindeyiz.

  1. Yetim ailelerinin ve orada yaşayan kadınların üretime katılması için gerçekleştirilebilir çeşitli projelerin ortaya konması.
  2. Kamplarda dikiş nakış, boncuk ve oya gibi atölyelerin açılması ve katma değeri olan aktivitelerin hayata geçirilmesi.
  3. Sadece dördüncü sınıfa kadar verilen eğitim imkânının fazlalaştırılması.
  4.  Eğitimden her yaş grubunun yararlanabilmesi.
  5. Uzun vadede örgün eğitimi hedefleyen ve kısa vadede gençlere zanaat öğreterek meslek edindirmeyi öngören bir takım projelerin gerçekleştirilmesi.
  6. Bölgenin imkânlarından istifade ederek balıkçılık, tropikal meyve üretimi gibi konularda insanların üretime katılmalarını sağlayacak imkânların oluşturulması.
  7. Gayri İslamî ve gayri insanî eğitim veren kuruluşların muarızı olan Müslüman Rohingya halkına ve özellikle gençlere, dinî tedeyyünü ve anlayışı artıracak faaliyetlerin yapılması.
  8. Camilerin eğitim merkezi olarak bilinmesi ve kamplarda bulunan küçük mescit ve camilerin, her türlü kıymetli buluşma merkezi haline getirilmesi.

Gayret bizden, tevfik Allah’tan...


[1] Bu rapor, 25-28 Nisan 2022 tarihleri arasında, Ramazan ayında gerçekleşen Bangladeş ziyaretinin notlarıdır.

Son Eklenenler

Tebessümler Ülkesinden Yüzlerce Merhaba

Mali beni çok etkilemişti, uçağın kalkmasına az bir vakit kalmıştı. Valizimde ve sırtımda çok ağır bir sorumlulukla döndüm oradan.

Arakan Mülteci Kamplarına Dair Ziyaret Notları ve

Allah’ın rızasını umarak çıktığımız bu yolculukta Rabbimizden tek niyazımız halis niyetle salih ameller işlemeye muvaffak olmaktı.