İklim değişikliği ve kuraklık, Afrika Boynuzu ve Sahel bölgelerinde yaşayan çok sayıda insanı, acil yardıma muhtaç hale getirdi. Krizin yükü, acı bir şekilde kadınların ve çocukların omuzlarına bindi. Kuraklık, Somali’yi etkisi altına almaya devam ederken milyonlarca kişi insanî bir felaketle karşı karşıya. İnsanlık, daha büyük bir acıyı önlemek için bir an önce harekete geçmeli.
Somali’de gıda güvensizliği giderek artıyor. İklim değişiklikleri ve ekonomik gerileme, gıda güvensizliğinin artmasının başlıca nedenlerinden sadece ikisi. Somali’de gıda üretimi konusunda yağmurla beslenen tarım kullanılıyor. Dolayısıyla iklim değişikliğinin hızlı seyri, hem tarımı hem de hayvancılığı ciddi şekilde etkiliyor. Somali, uzun süren kuraklıklar ve uyum sağlama kapasitesini düşüren yoksulluk gibi nedenlerden ötürü dünyanın en savunmasız ülkeleri arasında bulunuyor. Bu durumdan en çok etkilenen gruplar arasında, gelirlerinin yarısından fazlasını gıdaya harcayan kentli yoksullar var. İklim değişikliğinin etkilerinin yoğunlaşması ve tahılların gıda fiyatlarının artması ile birlikte insanî kriz daha da şiddetleniyor.
Somali’de iklim değişikliği sebebiyle yaşanan kuraklığı ve kıtlığın beraberinde getirdiği insanî krizi ortaya koymayı hedefleyen bu makale, öncelikle kuraklık nedeniyle yerinden edilen halkın zorlu hayat şartları altında nasıl mücadele ettiklerini ele alacak, ikinci olarak bu krizden etkilenen kadın ve çocukların hayatlarına temas edecektir. Son olarak da Somali hükûmetinin kuraklık krizine ürettiği çözümlerden ve ulusal yardım kuruluşlarının kriz çözümü için hayata geçirdikleri faaliyetlerden bahsedecektir.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK
Afrika’nın doğusunda, Aden Körfezi ile Hint Okyanusu arasındaki Afrika Boynuzu üzerinde yer alan Somali, kuzeybatıda Cibuti, batıda Etiyopya ve güneybatıda Kenya tarafından kuşatılmıştır. İlkbahar ve sonbahar yağışlı, diğer mevsimler ise genellikle kuraktır. Yazın sıcaklıklar 42°C’ye kadar yükselir.
Afrika, iklim değişikliğine karşı en güçsüz kıtadır. Dolayısıyla Somali’deki iklim değişikliğinin maruz bıraktığı etkileri ortadan kaldırmak ve onun bu değişikliğe adapte olmasını sağlamak zordur. Somali’de 2011, 2016 ve 2021 yıllarında olmak üzere son on yılda yaşanan üç ciddi kuraklık krizinde, dünya genelindeki çevresel sorunların etkisi olduğu açık bir şekilde görülmektedir.[1]
Küresel iklimin bu yüzyılda ve sonrasında hızlı değişimi beklenmektedir. İklim değişikliğinin büyüklüğü öncelikle küresel olarak yayılan sera (ısı tutucu) gazlarının miktarıyla ve dünya ikliminin bu zararlı gazlara nasıl tepki vereceğiyle ilgilidir. Kuraklığın sıcaklık derecesi ve şiddeti de iklim değişikliğiyle ilişkilidir. İklim değişikliğine sebep olan en büyük etken, atmosferde sera gazının birikmesi ve bunun yanı sıra orman ve yeşil alanların tahribatıdır. Tüm dünyada ormanlar yüzde 15-20 oranında yok edilmiş durumdadır. İster Kongo Havzası ister Amazon Ormanları olsun, ormanların yok edilmesi bütün dünyada iklimi ciddi anlamda etkilemektedir.
İklim değişikliğinin en bariz olduğu ülkelerden biri olan Somali, geçmişten bu yana kuraklık, ani seller, düzensiz yağışlar, muson mevsimlerinin aksaması, kuvvetli rüzgârlar ve her geçen gün artan sıcaklıklarla karşı karşıya kalmaktadır. Somali son 28 yılda, uzun süren bir kuraklık çemberine girmiştir. Yağışın çok az olduğu 2016 ve 2017 yıllarının beraberinde getirdiği kuraklık, yaygın yoksulluk ve su kıtlığı, bu krizin en önemli sonuçlarındandır.
Birleşmiş Milletler İnsanî İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) sözcüsü Jens Laerke yaptığı bir açıklamada “Somali’de iklim göstergeleri, Nisan 2022’de üst üstte dördüncü yıl yağmur sezonunun yaşanmayacağını işaret ediyor.” diyerek durumun vahametini dile getirmiştir.[2] Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan son raporlar ise kuzeydeki Kenya eyaleti (Enfadi), Etiyopya Somali bölgesi (Ogedan) ve Somali’nin güneybatısında yer alan Gedo ve Bakool bölgelerini vuran kuraktan dolayı Afrika Boynuzunda yaklaşık dokuz milyon insanın, insanî yardıma muhtaç hale geldiği ifade edilmiştir.
Somali Başbakanı Mohamed Hussein Robley, 2021 Kasım’ında yaptığı bir açıklamada federal hükûmet tarafından hazırlanan saha raporlarını incelemiş ve güneydeki birçok bölgeyi etkileyen kuraklık sonucunda ülkesinin “acil bir insanî krize” girdiğini duyurmuştur.[3]
Somali, tarımsal sulamada yağmur suyu hasadı yöntemini kullanmaktadır. Hem tarımı hem de hayvancılığı etkileyen kuraklık ve yoksulluk gibi nedenlerden ötürü, iklim değişikliği ve kuraklık konusunda Afrika’nın en savunmasız ülkelerinden biridir. Ayrıca gıda krizi, kuraklık, sel ve yetersiz yağışlar, Somali’de mahsulün büyük kısmını yok etmiştir.
Uzmanlar, bir sonraki yağışlı mevsime ilişkin tahminlerin endişe verici olduğunu belirterek kıtlık riski konusunda halkı uyarmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), kuraklık şiddetinin Aralık 2021’den bu yana belirgin şekilde arttığını ve giderek kötüleşmeye devam edeceğini bildirmiştir.[4] Save The Children’ın Somali ülke direktörü Mohamud Mohamed ise“Nihaî suçlu iklim değişikliğidir. Somali her zaman kuraklık yaşadı ve Somalililer her zaman bir şekilde bu krizle başa çıkma yollarını biliyorlardı. Mücadele ediyorlar, hayvanlarını kaybediyorlar, kayıplarını sayıyorlar ve sonra geri dönüyorlar. Ama şimdi, kuraklıklar sıklaşıyor. Bu öldürücü bir döngü ve Somalili çocukların geleceğini ellerinden alıyor.” şeklinde bir açıklama yapmıştır.[5]
İklim değişikliğinin Somali’de endemik olan hastalıklar üzerinde doğrudan ve dolaylı etkileri vardır. Bu hastalıklara örnek olarak verilebilecek sıtma, vektör kaynaklı hastalıklar kategorisinde yer alır ve genellikle sivrisinek aracılığıyla bulaşır. Hava ve iklim, sıtma vakalarının sıklığının artmasına sebep olmaktadır. Yüksek ölüm oranına sahip diğer bir hastalık ise meningokoksik menenjittir. Bu menenjit türünün mevsimsel döngüsü ve iklim değişikliği arasında güçlü bir çevresel bağ vardır. Menenjitin geçişi Somali’de kuru mevsimde gerçekleşir ve yağmurların başlamasıyla sona erer.[6]
Somalili aileler sadece açlıktan değil, aynı zamanda temiz su ve sanitasyondan yoksun oldukları için kolera ve diğer bulaşıcı hastalıklardan ölmektedir. Nüfusun yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşamakta ve bu da onları iklim değişimlerine karşı daha savunmasız hale getirmektedir.
UZUN SÜREN KURAKLIK VE GEÇİM KAYNAKLARINI TEHDİT ETMESİ
2011 yılındaki gıda güvensizliği ve insanî krizden aşamalı olarak kurtulan Somali’nin on yıl sonra geçim kaynakları bir kez daha tehdit altındadır. Uzun süren kuraklık, sel ve çekirge istilası gibi iklim değişikliğine bağlı afetler, binlerce Somalili çiftçiyi topraklarından etmiştir. Bu durum mahsul kıtlığına, kırsal istihdam fırsatlarının azalmasına, yaygın su ve mera kıtlığına ve bunun sonucunda da hayvan ölümlerinde artışa neden olmaktadır. Somali’de ortaya çıkan iklim riskleri göz önünde alındığında, gıda güvenliğinin ve tarım sektörünün tehlikede olduğu görülür.
Somali’nin yaklaşık yüzde 90’ı şiddetli kuraklık altında yaşam mücadelesi vermektedir. Bazı bölgelerde ise son 40 yılın en kurak mevsimi yaşanmakta, yaklaşık 3.5 milyon insan gıda güvensizliğine maruz kalmaktadır. 2022 yılı içinde milyonlarca insan aç kalma riskiyle karşı karşıyadır. Bazı bölgeler, özellikle Somali’nin güneybatısında yer alan Gedo ve Bakool bölgeleri, bir yıldan uzun süren bir kuraklığa maruz kalmış ve bu kuraklıkla beraber insanlar hayvanların, ekinlerin ve geçim kaynaklarının yok oluşunu izlemek zorunda kalmışlardır. Kasım 2021’de Somali’nin 18 bölgesinden 15’ini kapsayan “Çocukları Kurtarın” değerlendirmesi, ailelerin çoğunluğunun artık düzenli olarak yemek yiyemediğini ve değerlendirilen ailelerin yaklaşık yüzde 60’ının çiftlik hayvanlarının toplu ölümü nedeniyle gelir kaynaklarını kaybettiğini tespit etmiştir.[7]
Somali’nin neredeyse yüzde 60’ı geçimini hayvancılıkla, yoksul grupların yüzde 23’ü ise geçimlerini çiftçilikle sağlamaktadır. Art arda üç yıl devam eden yetersiz yağış, hayvan nüfusunun 6.4 milyonunun telef olmasına neden olmuş; iki ay içinde yaklaşık 700 bin deve, keçi, koyun ve sığır kuraklığa bağlı nedenlerden dolayı ölmüştür. Mahsul yetiştirme alanları için yağmur mevsiminin gecikmesi, ekimi ve çimlenmeyi önemli ölçüde etkilemiştir. Yağmur mevsiminin gecikmesiyle birlikte tahıl hasadının yüzde 50’nin altında olacağı tahmin edilmektedir. Tükenmiş gıda stokları, tarım işçiliğinden elde edilen gelirin azalması ve kötü hasat beklentileri nedeniyle geçim kaynaklarının büyük bölümü tehdit altındadır. Save The Children, Somali’nin on yılın en kötü kuraklık ve gıda krizi yaşadığını, milyonlarca insanın aç kaldığını, yiyecek ve su bulmak için yerlerinden edildiğine dikkat çekmektedir.[8]
FAO ile Somali Hayvancılık ve Ormancılık Bakanlığı, gıda sorununa çare bulmak amacıyla hayvancılığa destek programı başlatmıştır. FAO, resmî Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Somali’de hayvancılığa destek programı başlatıldığını ve bu programla birlikte 267 bin aileye ait, en az 10 milyon hayvanın tedavi edebileceğini ve süt üretiminin artmasıyla gıda krizinin azaltılacağını belirtmiştir.[9]
AÇLIK VE YETERSİZ BESLENMENİN AİLELER VE ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Somali’de açlık kriziyle karşı karşıya kalan her annenin yaşadığı gerçek, her sabah çocuklarının karınlarını doyurup doyuramayacağı endişesi. Somali’de beş yaş altındaki tahmini 300 bin çocuk yetersiz besleniyor; bunların 48 bini yüksek hastalık ve ölüm riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Milyonlarca çocuk ise çatışma, iklim değişikliği ve pandeminin etkisiyle açlık ve yetersiz beslenmeye maruz kalıyor.
Uzun yıllar süren kabile çatışmaları, tekrarlayan iklim vurgunları, salgın hastalıklar ve artan yoksulluk Somalili anne ve çocukları açlık krizinin eşiğinde bırakmıştır. Son yıllarda kaydedilen büyümeye rağmen, bu krizlerin artan etkileri, Somali halkının bu tehditle başa çıkma olasılığını aşındırmakta ve gelecekteki krizlere karşı onları daha savunmasız hale getirmektedir.
Maalesef Somali’deki aileler, kuraklığın beraberinde getirdiği etkilerle tek başlarına mücadele etmek zorundadır. Artan yüksek gıda ve yakıt fiyatları ve halkın azalan satın alma gücüyle birleşen kuraklık, milyonlarca çocuk için çok ciddi açlık krizine sebep olmaktadır. Beş yaş altındaki çocuklar, iklim değişikliği ve bağlamında getirdiği kuraklık ve hayvan kayıpları nedeniyle gıda ve süte erişimin son derece zor olduğu bir ortamda en savunmasız olanlar arasında yer almaktadır.[10]
Somalili anne ve çocuklar, hem miktar hem de çeşitlilik açısından yeterli yiyecek ile beslenemiyorlar. Bu yetersiz beslenme çocuklar ve anneler üzerinde birçok vitamin eksikliğine yol açıyor. Özellikle annelerin büyük kısmı kansızlık ve A vitamini eksikliği çekiyor. Bulaşıcı hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelen anne ve çocuklar, ciddi akut yetersiz beslenmeden dolayı tehlikeli derecede düşük kilo kaybı ve kas kaybı riski altındalar.
Nisan 2022’de güncellenmiş olarak yayımlanan Somali Kıtlık ve Riskler Analizi, açlık ve yetersiz beslenme durumunun önümüzdeki aylarda daha da kötüleşeceğini, özellikle ülke içinde yerinden edilmiş kadın ve çocuklar dâhil olmak üzere en savunmasız kişilerin yaşamlarını doğrudan tehdit altında olduğunu belirtmiştir.[11]
Uzun süren kuraklık ve geçim kaynakları ile birlikte temiz suya erişimin azalması, akut ishal salgınları ve kızamık salgınlarının tümü, akut yetersiz beslenmeye neden olmaktadır. 2022’nin başından beri ülke genelinde orta ve şiddetli yetersiz beslenmeye maruz kalan çocukların tedavi başvurularında yüzde 55’lik bir artış yaşanmıştır.[12]
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nden (OCHA) Adam Abdemoula, “Eğer herhangi bir müdahalede bulunulmazsa ülkede açlık çeken 1.4 milyon çocuğun 350 bini hayatını kaybedecek.” açıklamasında bulundu. Abdemoula, Somali’de bazı genç kızların yaşanan bu insanî krizden dolayı ailelerinin artık onlara bakmadığı için erken yaşta evlendirildiğini de sözlerine ilave etti.[13]
2022’nin başından itibaren kuraklık ve buna bağlı kıtlık nedeniyle yüksek oranda akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya kalan Somali’de insanî durum gittikçe derinleşmektedir.
KURAKLIK NEDENİYLE YERİNDEN EDİLEN AİLELERİN ZORLU HAYAT ŞARTLARI
Çok uzun zaman önce birçok Somalili, geçimlerini sağlamak için keçi yetiştirir ve çiftçilik yapardı. Ancak yağmur yağmadan geçen üç mevsimden sonra toprak kurudu, keçiler öldü ve aileler yoksul kaldı. Hiçbir seçenekleri kalmayan aileler, evlerini terk etti. Buna göre ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin sayısının 2.9 milyon olduğu tahmin edilmektedir.
Uzun yıllar süren çatışmalar, her sene tekrar eden iklim şokları ve son olarak Covid-19 pandemisinin etkileri dâhil olmak üzere, Somali’de insanî kriz her dönem yaşanıyordu. Devam eden kuraklıktan önce bile tahminen 7.7 milyon insanın, insanî yardıma ve korumaya ihtiyacı vardı. Su ve mera eksikliği nedeniyle ölen hayvanlarla beraber tek gelir kaynakları hayvancılık olan halk, göç etmek zorunda kaldı. Su, barınma ve yiyecek temini için kamplara göç edip bir parça nefes alsalar da yerinden edilen insan sayısı arttıkça kamplarda bulunan su, yiyecek ve barınma imkânı da o oranda azalmaya başladı.
Somalili nüfusun beşte biri ülke içinde yerinden edilmiş durumdayken 2022’nin son aylarında tahminen 1.4 milyon insanın daha kuraklık nedeniyle yerinden edilmesi bekleniyor. Yerinden edilen Somalili halk, kamplarda çok kötü şartlarda mücadele ediyor. Kampların birçoğu sadece plastik kaplama direklerden, teneke, muşamba ve bez parçalarından yapılmış. Yeterli alan bulunmayan kamplara, gıda ve su eksikliği de eklenince hastalık riski daha da artıyor. Kamp sakinleri destek alsa da barınak arayan insan sayısı arttıkça, durum her geçen gün kötüleşiyor.
Yalnızca mart ayında, ülkenin güney körfez bölgesinden 17 binden fazla kişi kuraklık nedeniyle ülke içinden yerinden edildi. Yerinden edilmiş nüfusun yarısını oluşturan kadınlar ve çocuklar yüksek risk altındalar. Birçok çocuk zorla evlendirme, aileden ayrılma, cinsel şiddet ve istismar gibi birçok olumsuz şartlara maruz kalıyor. Somali’nin kuraklık ve kıtlık çeken bölgelerinden kaçan Somalililer Mogadişu’nun eteklerinde derme çatma kamplarda oturuyor[14].
Kalabalık kamplarda sanitasyon yetersiz ve bu da salgın hastalıkların yayılmasında ciddi etki yaratıyor. Çocuklar arasında kızamık ve akut ishal gibi hastalıklar görülüyor. Bu hastalıklar tedavi edilse de su kıtlığı devam ettikçe kamplardaki sağlık sorunlarını da derinleştiriyor.
Yerinden edilen insan sayısının artmasıyla beraber okula gidemeyen çocukların sayısı da arttı. Başta ergenlik çağındaki kızlar olmak üzere okulu bırakmak zorunda kalan birçok çocuk, bir kez okullarından ayrıldıktan sonra bir daha sınıflarına dönmemekte ve birçok okul kapanmaktadır. Yerinden edilen ve okula gidemeyen çocuklar daha fazla sömürü ve istismar riski altındalar.
KURAKLIK KRİZİYLE İLGİLLİ SOMALİ HÜKÛMETİNİN YAPTIRIMLARI VE STK'LARIN FAALİYETLERİ
Uluslararası yardım sistemi, Somali’nin 2011 yılında maruz kaldığı kuraklık ve kıtlıkla ilgili çok az şey yaptı. Tahminen 260 bin kişi kıtlık nedeniyle hayatını kaybetti. Bu felakete karşılık 2017’de uluslararası insanî yardım sistemi büyük çapta yayılan felaketi önledi.
Somali Hükûmetinin ülkenin kronik yoksulluğuyla mücadele edememesi kuraklığa yönelik başarısızlığını artırıyor. Sosyal hizmetlere ve temel altyapıya yatırım eksikliği ve iyi yönetim başarısızlığı bağlamında kuraklığa müdahale konusunda zayıf ve yetersiz kalıyor. Somali hükûmeti, etkisini artıran kuraklık nedeniyle 23 Kasım 2021’de ülke genelinde “acil durum” ilan etmişti. Bakanlar kurulu ve cumhurbaşkanı maaşların bir kısmını bağışladı. Acil yardım çağrısında en fazla gıda yardımı yapıldı.
Aynı zamanda uluslararası bağışçıların bu insanî krize müdahaleleri yavaş ve yetersiz oldu. Bu da krizi daha da derinleştirdi. BM rakamlarına göre acil ihtiyaçların karşılanması için 1 milyar dolar gerekiyor. Şimdiye kadar uluslararası bağışçılar 200 milyon dolar taahhütte bulundular.
Geçtiğimiz aylarda 50 sivil toplum kuruluşu, Somali’deki iklim değişikliğine bağlı kuraklık ve kıtlık krizi için insanî destek çağrısında bulundu. Ve Somali’de yerinden edilmiş, yardıma muhtaç olan 7.7 milyon insan hakkında acil bildiri yayınlayarak daha fazla destek çağrısında bulundu.[15]
Somali Acil Kuraklığa Mücadele ve İyileştirme Projesi (SEDRP), Somali’de kuraklık ile mücadele kapsamında birçok aşamalı projeyi bir araya getirdi.[16]
Uluslararası Para Fonu (IMF), üç yıllık 400 milyon dolarlık yardım programını yeni seçimler yapılmadığı takdirde 17 Mayıs’ta sona erdirecekti. Hassan Sheikh Mohamoud’un Somali’nin yeni başkanı olarak seçilmesinin ardından mali yardım programının süresini 3 ay daha uzatma kararı aldı. Uluslararası ortaklar Hassan Sheikh Mohamoud’un seçilmesini memnuniyetle karşıladı ve Afrika Boynuzu’nda yaşanan krizleri çözmede sorumluluk üstlenmeye çağırdılar.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ve Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı gibi uluslararası kuruluşlar, hükûmet ve diğer uygulayıcı ortaklarla birlikte çalışarak yaklaşık 275 bin aileye ait 11 milyon hayvanı tedavi etmeyi ve süt üretimini arttırıp gıda krizinin önüne geçemeyi hedeflemektedir.[17]
Türkiye, Somali hükûmeti ile birlikte tarımsal altyapıyı geliştirmek ve çiftçilerin üretim gücünü artırmak için TİKA iş birliği ile başlatılan “Tarım Okulu” kapsamında periyodik uygulamalı eğitimler, kuraklığa maruz kalan çiftçilere verilmektedir. Bu proje bağlamında Somali’de toprak analizleri yapılarak iklime ve toprağına en verimli sebze ve meyvelerin üretimine yönelik deneysel çalışmalar yapılmaktadır.
Türkiye’nin Somali’ye insanî yardım desteği 1980’lere dayanmaktadır. Önde gelen STK’lardan İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı (İHH) ise 1997’den beri Somali’de yardım faaliyetlerinde bulunmaktadır. İHH, 15 dönüm araziden oluşan uygulama alanıyla Zemzem Üniversitesi bünyesinde bir Ziraat Fakültesi kurmuştur. Fakültede her yıl 300 öğrenciye eğitim sağlayarak kuraklığa çözüm sağlamada ve Somali hükûmetinin tarım politikalarını geliştirmesine katkıda bulunmaktadır.
İHH aynı zamanda 2015 yılında, tarımsal sulamaya katkı sağlamak amacıyla İslam Kalkınma Bankası (IDP) iş birliğiyle su kuyuları açmaya başlamış ve bu projesini devam ettirmektedir. Bu kuyular, kuraklıktan etkilenen Somali halkına umut olmaktadır.[18]
SONUÇ
Dünya’da birçok ülke iklim değişikliğinin etkisini ileri boyutlarda hissediyor. Hava değişikliği farklılıkları, kutuplardaki buz kütlelerinin eriyip deniz seviyesinin yükselmesi, kuraklıklar ve seller. İklim değişikliği ve verdiği hasar, kalkınma, sağlık ve gıda üretimi alanında yıkıcı etkiler bırakıyor.
İklim değişikliğinin en acı tabloları Doğu Afrika kıtasında görülüyor. Somali, doğal kaynaklara olan bağımlılığı, yoksulluk, zayıf yönetim yapısı nedeniyle iklim değişikliğine maruz kalan en savunmasız ülkedir. Yağmurlar, özellikle geçimleri toprağa bağlı olan Somalililer için çok önemli bir etkendir. Kuraklık ve kıtlığın getirdiği hasar geçimleri toprağa bağlı Somali halkı için büyük bir kriz oldu. Milyonlarca hayvanın ölümüne sebep olan kuraklık Somalilileri göç etmeye zorladı. Göç ile birlikte kriz daha da derinleşti. Göç eden Somalili halkının fazla oluşu ve yardımların halkın ihtiyaçlarını karşılayamaması ülkede acil yardım çağrısı yapılmasına sebep oldu. Dünya’da birçok STK, FAO ve WFP gibi uluslararası kuruluşlar birlikte çalışarak bu çağrıya cevap verdiler.
Türkiye de Somali halkı için insanî yardım desteğini 20 yıla aşkın süredir sürdürüyor. Örneğin TİKA ile başlatılan “Tarım Okulu” çiftçiler için kriz anlarında çözüm odaklı eğitim vererek Somali halkı için umut olmaktadır. Ayrıca İHH başta olmak üzere Türkiye’de birçok STK, insanî yardım destekleriyle açlık kriziyle karşı karşıya kalan birçok Somalili aileye destek olmaktadır.
Somali’deki insanî krizden etkilenen kadın ve çocukların ihtiyaçlarını çabalarımızın ön kısmına koyarak milyonlarca çocuğun hayata yeni bir başlangıç yapması için daha çok yorulmamız daha çok insanî yardım desteği sunmamız gerekmektedir. Daha da önemlisi şartların ilerleyen zamanlarda daha da kötüleşeceğini öngörerek kalıcı tarım projelerinin hayata geçirilmesidir.
Uğruna mücadele edilen en büyük zorluklar, kişide en sağlam hasletler inşâ eder. İnsan yara aldığı yerden, iyileşmeye başlar.
Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre çocukların içinde bulunması gereken yaşam ve Filistinli çocukların şu anki yaşamları arasında çarpıcı bir fark var.
Filistin’de; yaşanan savaş, göç ve tutuklamalar sadece savaş esnasında değil, savaşa tanık olmamış kuşaklar arasında da travmatik kalıtımsal aktarımlara sebebiyet veriyor.